Bir UGG botum olmalı!!!

uggs
Acemi Ellerde Silaha Dönüşebilen Şeyler: Tüy Dökme Şeysi
Sen ne anlarsın tüy dökücü kremden? Sana ne lazım tüy dökücü krem?
Üşengeç ve de acı çekmeye müsait bir hümınbin, gecenin yarısı bu korkunç tüpü eline geçirir. Evet, amacına sadece 5 dakikada bön bön bekleyerek -aslında kitap okudu- ulaşabilmenin rahatlığı vardır işin içinde. Kremini de en iyisinden seçmiştir kendine göre. İngiltere'den ithaldir ya, iyi olması gerekir. Ama İngiliz ırkı henüz Türklerden daha zeki ve çevik değildir, bu gidişle olamazlar da...
Türklerin bu zeki ve çeviklik özellikleri, soya sopa karışan bazı parazit genetik faktörler sayesinde aynen tüy dökme şeysi gibi bir silaha dönüşebilir. Ne de olsa bu parazit genetik faktörler, primitiv düşünmeye odaklı ve de Napolyon andırımlı beyin kıvrımları oluşturabilen gen sınıfında mümessil mertebesine erişebilmiştir.
-Ama bu domuz gribi değil ki termal kameralarla işi halledelim?-
Bu "yeni mümessil" geni taşıyanlar başa geçince, "kontörlü su saati üretelim de halkımın kıçı başı yansın" cihazından onbinlerce sipariş edip, bir de laz müteahhit eşliğinde bu saatleri garaj katına taktırmaya kalkınca olanlar -saf bendeniz-e oldu maalesef.
Gece 01.30'da krem kokuları eşliğinde Kate Long okuyorum. Kitap da bitmek üzere hani, bir solukta sonunu öğrenesim var ! Bu sonunu öğrenme heyecanı koku almaya engel olabiliyormuş demek. Allah bir yerden verince bir yerden de alıyor. Okurken koku alamayan bir canlı bombaya dönüşüyor insan.
İçten yanmalı bir "amaninnnn" çekiliyor banyo yolunda.
Aç-Kapa artema hareketinin sonunda su sesini duymaya şartlanmış olmak hiç işe yaramıyor, söylemesi...
Borudan gelen uğultunun su sesiyle uzaktan yakından bir benzerlik göstermediği gerçeği beyne iletildiğinde işin vahimliği de eş zamanlı algılanabiliyor.
Dın !!!
Su bitti !!!
Bu halde, bu saatte, garaj katında bir kız eğilmiş, su saatine kart sokuyor !!!
Bir rulo kağıt havlu, bir gün önceden çantada kalan 200 ml su bir anda Da Vinci'nin şifresi oluveriyor. Ama o kadar krem arınmıyor. Kağıt havludaki pembe lekeler cilt tahribatının başladığını gösteriyor.
Döt korkusu denen şey gerçekten de var. Ve de hayal gücünü bayağı zenginleştiriyor. Bana, yere lap lap düşen et parçaları hayal ettirdi mesela... Derya Baykal ve ekibi silikon tabancalarıyla iyi sonuçlar elde edebilir mi acaba diye düşündüm hatta...
Derya Baykal'ı düşünürken aklıma annem geldi. Onu uyandırıp suyun icabına baktım.
Ayağının altında cennet olan "karındaş-en G" su kartını doldurtmamış olsaydı, Derya Baykal ve ekibinin ertesi günkü " istiyorum yaz" çağrısına müteakip, yurtiçi kargo poşetinde bir anadolu şehrine doğru yol alıyor olacaktım.