Bir UGG botum olmalı!!!

uggs
Uykucu, Kemancı, Danscı
Uyku bastırdı... Pek sevinçliyim gece kuşu bi'kimse olarak.
Hair Spray'i izleyeceğim fikrimi değiştirmezsem.
Gelince anlatırım.
zzzzzzz
Daha da Gitmem
Cleveland'a mesela... Ne biliyim şimdi, Ohio falan uzak yerler bunlar. Bi'de cetleg olcam, uğraş dur.
...
Uyumam lazım ama işim var. Ve de işlerimi şimdi halletmek zorundayım zira sabaha beni zorlu bir maraton bekliyor.
Temilik-temizlik-temizlik.
Böööö :(
Ücretimi ödemek koşuluyla beni işe alır mısınız?
Daha önce demiş miydim; ben ücretsiz izindeyim ama bugün öğrendim ki ücretsiz izin en fazla 1 hafta olurmuş bu koşullar altında... Benimki 3 hafta etti, bana da fazlasıyla yetti, uyku düzenimin de içine etti. -Aşağıdaki saate gözün ilişmeli bence-
Tam karşımda çalışma şeysimin sandalyesi var. Sandalyenin üstünde de kıyafet yığını. Aradan da iki adet çanta seçebiliyorum. Tamam, herkes dağınık olabilir ama arada ve hatta beyaz gömleklerin koynunda giyilmiş çorapların da olması dağınıklık ötesi, pis rezil insan kıvamına sokuyor beni. Odamdaki ıvır zıvırdan kurtulmam gerekiyor ayrıca. Iyyy, her yerden bir şeyler sarkıyor tozlu tozlu. Yakında hasta çıkacağım bu odadan. Bir odadan hasta çıkmak nasıl bir şey ki? Hani Aşk-ı Memnu var ya, oradaki odalardan hasta çıkılır mı acaba. Hepsi boğaz manzaralı, bol entrikalı. Diziyi bir bölüm izledim, beynim döndü. Kimin eli kimin çekmecesinde belli değil. Bir de pek kokoşlar. Gerçi başroldeki o kız kadar itici bir oyuncu daha peydah olmadı Türkiye'de. Ahu Tuğba bile daha tatlı desem... O mıy mıy ifadesi, topukluyla sallana sallana yürümesi... Bu arada dizideki kıyafetler çok beğeniliyor anladığım kadarıyla. Siz de mi Aşk-ı Memnu Bihter gibi giyinmek istiyorsunuz; siz de mi Aşk-ı Memnu Peyker gibi giyinmek istiyorsunuz. O zaman aşağıya yazacağım adrese tık tık yapıyorsunuz. Paranız bolsa dizinin tasarımcı ikilisi gardırobunuzu baştan aşağı yeniliyor, sezon alışverişinize sizin adınıza çıkıyor... Durun, daha bitmedi, ayrıca ekstra hiç bir ücret ödemeden elleza salyongoz sümüklü kremi sadece ama sadece ayda 99.99 lira taksitlerle alabiliyorsunuz. Durun yine bitmedi !!! Yanında da dardanel ton üçlü paketten hediye ediyoruz. Memnun kalmazsanız -balıktan- IQ'nuzu yükseltecek başka bir numero bilmiyoruz.
Sümük sürülür mü bee !!!
Selpak versem de beni sever misin ?
Nisan sonu V'nin doğumgünü. Hediyesi şimdiden hazır zira ben yoksul bir insanım şu aralar ve de aldığım hediye için %40 indirimden yararlanmam gerekiyor. 82 liralık şey bana 50 liraya gelecek ki bu rakam hediyem için hem çok pahalı, hem de değil. Zaten tüketmek istediğin maddenin bedeli ne zaman cuk diye oturdu ki. Anneme, öğretmenler gününde bir paket selpak ya da nova cep mendili hediye edilmesi hususu her hatırladığımda içimi daralttı, gözlerim doldu, kolumdaki tüyler diken diken oldu. Kirli tırnaklı, saf kalpli kuzular mendillerini anneme gururla uzatırken, bir yanda da zengin okullarda, kim öğretmeni ayaklı kuyumcuya çevirecek yarışması görgü bilmez velilerce son hızıyla devam ettiriliyor ya... Düşününce kötü oluyorum. Kuyum arsızı öğretmeni ya da görgü bilmez velileri değil. Hediyesini, içi kıpır kıpır olarak veren kuzuları...
Selpak versem de beni sevecek ama aklı karışacak, endişelenecek, espri gibi algılayacak, belki de gözlerinden belli belirsiz alay geçecek birinden söz ediyorum. Belli belirsiz alay yerine acıma hissi geçecek aslında, V alay etmez ki... 3 ayda insan birini tanıyamaz ki... V alay eder mi ki .?.


not:Allah'ım içinde oturduğum ev, başımdaki annem, yanımdaki ablam, çevremdeki dostlarım, kalbimdeki V, üstüme giyince beni havalı gösteren kıyafetlerim, sağlığımız, bir gün içinde harcayabildiğim para, ayda 100 liraya 20 yılda ev sahibi olma ihtiyacımın olmadığı bir durumum ya da bir helikopter kazasında ölme ihtimalim henüz olmadığı için sana şükrediyorum.
Sol Köşemin Hayali Kırıldı !
Şahsi anılarımı ve deneyimlerimi anlattığım pek sevgili dijital günlüğüme renk katması ve beni anlatması açısından, crebro'nun çok ama çok etkilendiğim bir dijital çizimini sol köşeye iliştirmek istemiştim. Fakat olmadı, olamadı. Crebro onu çizimi başka bir bloga verdiğini söyledi, mailime cevaben yazdığı mailde.
Blogum şu an okuyuculara kapalı. Sol tarafta da crebro'nun çizimi var. Bu blog için çok heyecanlandım ben. Bir de kendi adıma açtığım internet sitesini açarkan bu kadar pır pır olmuştum. İstediğim gibi bir imaja ulaşamadım henüz sol köşeme koyacak. Ben bir şeyler ayarlayana kadar netten bulduğum telif haksız bir fotoğraf iliştireceğim sol köşeme.
Edit: Sol Köşeme, sağdan soldan bulduğum fotoğrafları PS'da istediğim hale getirerek ekledim.
İçime sindi mi; hayır !!!
Daha iyisi olana kadar beklemedeyim.

Aradayım; Anlarsınız Ya!

Susam Sokağı

Ama Kopuktu Zincir
Şimdiye kadar açtığım 4. blog. Aslında daha fazla açtım ama sadece üçer yazı yazıp devamını getirmedim. Maymuh iştahı hayatımın kösteği zaten. Üstüne gidebileceğim bir sürü klas yeteneğim vardı. Yetenek de demek istemiyrum aslında. Yetenek deyince yanık sesli türkücüler, sergiye resmi alındı diye çocuğunu asrın yeteneği ilan eden velileri hatırlıyorum... Ya da bağlama çalan geç kızları ! Benim bahsettiğim durum bu değil işte. Klas dedim ya zaten. Dil zekam bayağı yüksek. Bir kaç dil öğrenip prezantabllığıma prezantabllık katabilirdim. Sesim çok güzeldir, caz söyleyerek yine çok klas bir hayat sürebilirdim. Bale yaptığım dönem konservatuvar sınavlarına katılmam için eve açılan telefonlar ebeveyn beyninde yer etseydi başarılı bir balerindim belki. Görsel zekam da yüksek; mesela grafiker olsam, kırmızı ruj sürer, kahkahalar atarak bilgisayar başında delirebilirdim. Bu deliriklik anı bile sevimli kaçardı o zaman. Halbuki ben ne oldum şu hayatta ? Şimdi söylemek istemiyorum, olur mu ?.. Aslında olduğum şey genç adam/kadınların çok cazip bulduğu, bulaşmak istediği bir alan. Söyleyince de havalı sanki yahu ! Anne olursam -ki pek sıcak bakmıyorum- acaba şu hayattaki yerim ben hiç çaba sarf etmesem de daha cool, daha bilge görünür mü?...
Ben kendime neden taktım ki, mahalle baskısının domestik versiyonu yaşanan evimde yaşadığımdan mı ki ?.. Hiç bir zaman çocuğu tıp okuyan ya da ODTÜ tozu yutan bir arkadaş çocuğuyla aşık atamadım. Ya da takdirli bir karne getirmedim, ilkokul hariç tabii, o kadar da değil ! Bu zincirin ilk halkası mı yoksa zincirin kendisi mi ? Ben bunu ne zaman aşacağım ki, içimi kimseye dökemiyorum da. Alınan cevap neden bu durum için çabalamadığım. Aslında bir şey söyleyeyim mi; aile içinde yaşanan sonsuza kadar elveda/melek oldum gidiyorum anı ve sonrası tamiri olmayan bir bozukluk yaratıyor beyinde. En azından benim beynimde. Halk arasında "içe atma" denen şeyi yaşıyorum ben. Ev direği tabir edilen bir şey daha var halk arasında. O melek olunca insanın içi çok acıyor. KGS yani kendine güven sıfırlanması durumu çok sarsıcı. Ben KGS kurbanıyım bir yerde. Galiba zinciri buldum. Halkaları bir sihirbaz edasıyla açabilirsem kurtulur muyum dersin.