Kahvesine Kek ile Eşlik Eden Kız ve
Kıza Kek ile Eşlik Eden Kahve
Burası Starbucks yani "Kahveci" .Hatta benim bu kahveciden alınma bir -design your own tumbler-ım bile mevcut. İçine yılbaşı bardağından tepiştirdim. Kırmızı kırmızı içim kıpırdıyor görünce. Bir de, masa başında çalışan bir insan olarak kahvemin klavyeme ya da diğer elektronik cihazlara dökülmemesi ise cabası. Ya da işte hazırladığım çay-kahvemi çantama atarak dolmuşta ya da arabada içmek çok keyifli. ORAN soğuğuna ancak böyle dayanabiliyor insan. Hiç unutmuyorum, bir sabah sıfırın altında 16 dereceyle muhatap olup -Allah'ım sana geliyorum- demiştim titrek sesimle. Ankara hiç bu kadar soğuk olmamıştı sanki... Benetton mantoları-kazakları bile mücadele edememişti bu soğukla. Kış benim için Benetton demek. Bildiğimiz klasik yün kazaklardan doya doya giymek demek. Kışı seven Bahar Kızı demek!
Yukarıdaki videoda ayaklarına kara su inen bir kızın hikayesi anlatılıyor okuyucular...
Karşıdaki torbalarda iki adet dev gömlek, V için toka -saçı uzun ve tokalarını hatıra olması açısından saklayan bir bendeniz var-, benim için yüz pamuğu, siyah nokta pörtletici, tüy dökme şeysi, kağıt törpü ve de susam sokağı karakterli mendiller mevcut. Önümdeki masada ise, kahve denerek kahvenin adının kirletilmesini sağlayan beyaz çikolatalı mocha ve de uyduruk kahveci browniesi mevcut. Eve, Panora servisiyle dönme çabalarımın eseri olan bir adet servis güzergahı broşürü. Broşürü elime aldığım sırada son servisi on dakika farkla kaçırdığımı anlayıp bunu sakince karşılamak benim için çok olgun bir tavırdı. Kendimi hala takdir ediyorum.
Kağıt kesiğinden hepimiz haberdarız. Acısının ne menem bi'şey olduğunu da -haberdar olan hepimiz- gayet iyi biliyoruz. İşte bu acının katmerlisi de karton alışveriş torbasıyla eli kesince yaşanıyor. Hem de parmağın boğum arkası olunca, her parmak hareketinde kesik/yarık cırt diye biraz daha açılınca.
Oh, yüce Tanrım ! O nasıl bir acıdır öyle ?
Not: Bu yazı günlüğüme mail yoluyla gönderilmiştir. İlk denememdir. Bu konuyla ilgili hain planlarım var -demek isterdim olaya heyecan katmak açısından ama maalesef yok. Hainlik mi, o da ne ?-
Panora Yolları Taştan Videosu 2
Bacağımda görmüş olduğunuz kırmızı çoraplar ben buna bayılmasam da çok dikkat çekiyor. Siz siz olun -istediğimi giyerim- fikrini henüz kabullenenemiş yerlerde giymeyin -ya da benim gibi giyin, edilen lafları duyup eğlenin-. Panora'da abartmıyorum en az 10 tane yorum duydum çoraplarımla ilgili. Panora ırkı oldukça muhafazakar. Sadece UGG botlar eşliğinde bej çoraplara ilgi duyuyorlar.
Benim kırmızı çoraplarım onlara çok fazla radikal gelmiş olsa gerek ki;
3 kişi: I ıh, uymamış !!!
2 kişi: Iyy, uymamış !!!
5 kişi: Iyyyyyy çoraba bak !!!
1-2 kişi de hatırlamadığım bir kaç yorumda bulundu.
Bayağı bir kişi de, birbirini ünlü görmüş gibi dürterek gözleriyle bacaklarımı işaret etti.
Bu durumun beni keyiflendiren yanı bu dediklerini benim duyabileceğim mesafelerde demiş olmaları !!!
Panora Irkı çok cüretkardır, siz bilmezsiniz.
Vakti zamanında 4-5 yıl evvel koluma sığmayan çantaları babaannem gibi taşırdım. Son iki yıldır bunu moda akımı haline getiren AVM ve Cadde* kızları çantaları yetmezmiş gibi yeri gelince son derece tehlikeli bir silaha dönüşen karton alışveriş torbalarını da bir yığın şeklinde kollarında taşıyorlar. İşte talihsiz ben, bi'akşam yine Panora'da böyle bir canlı bombayla karşılaştım. Türü gereği ağzı açık dolaşan bu cadı kızımızı görünce yürüme yönüme 45 derecelik bir açı vererek ondan uzaklaşmaya çalıştım fakat bu eylem yine bir tür özelliği olan -topukluyla yürümeyi ancak s çizerek becerebiliyorum-cu ırka alınmış aptalca bir kaçış planı olsa gerek ki torbalarını olduğu gibi koluma vurdu-geçirdi-şangırdattı-hışırdattı ve de "n'apıyorsun beeaa" diye çemkirerek beni belertilmiş gözlerle tehdit etti. Dondum ve -pardon- dedim. Hal bu ki o -pardon-du ama bunu anlayacak oksijeni açık kalan ağzından almasına rağmen ne şekilde kullanacağını bilmediğinden ötürü mantıklı düşünebilme yetisine sahip değildi. Kınamadım. Beni göremeyeceği bir mesafede kıkırdadım ve yoluma devam ettim.
*Bu cadde tabiri İstanbul ağzıdır. Kullanmayı sevmem ama "sadece AVMlerde değil her yerde var bu kızlar" cümlemi en güzel şekilde kısaca böyle ifade edebilirdim.
Boş Zaman Geçirgeci 2
Bunun birincisi de mi vardı demeyin bana. Bundan bir önceki yazımda hürriyet foto galeride, kim flaş kurbanı olmuş, en kusursuz popo kimin isimli albümlere bakarak kendi popomu düşünüyorum, boş vakitlerimi -ki bana her gün boş- geçirebileceğim çerezler ayarlıyorum demiştim -kısmen böyle demesem de olur-.
Bu onların en başında geliyor. Gerçek insanları gerçek kıyafetlerle donatıp eserinizi hayran hayran izliyorsunuz. Ama bu siteye hemen üye olunmuyor. Hemen altta "I WANT TO GET INVITED!" diye bir bölüm var. Oraya mail adresinizi yazıp size gelecek olan davet kodunu bekliyorsunuz. Benimkinin gelmesi iki gün sürdü ama değdi. Neler neler giydirdim ben o sarı kafa kızcağıza. Gerçi hiç bir gözlük yüzüne oturmuyor, o da ayrı mesele. Videomdaki yakın plan çekimden de fark etmişsinizdir, gözlük havada duruyor.
Bu program benim için bayağı faideli oldu aslında. Evdeki kıyafetlerimi falan uyarlayabiliyorum, kendi kendime vakit geçiriyorum.
Bitti.